Ana içeriğe atla

SÖYLEŞİ / MUSTAFA CELEP


SERVER VAKFI EDEBİYAT ORTAMI 2009 ŞİİR ÖDÜLÜ




1.Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

2.Şiir yazmayı tercih etmenizin en önemli gerekçesi nedir?

3.Sizi etkileyen şairler kimlerdir?

4.Para mı, iltifat mı, kabul görme mi? Ya da başka bir neden… Ödül almış olmanın karşılığı nedir sizce?



1-1979 Adapazarı doğumluyum. İlkokulu bitirdikten sonra hafızlık eğitimi için Avcılara gittim. Üsküdar Burhan Felek Lisesi mezunuyum. Üniversite eğitimimi Sosyal Bilgiler alanında 2005’te K.T.Ü. de tamamladım. Sakarya Pamukova’da ikamet ediyorum. Şiirlerimi ağırlıklı olarak Yediiklim, Kökler ve Kertenkele’de yayınladım. Bunun dışında yazdığım dergiler de oldu. Edebiyat Ortamı, İzdiham, Aşkar, Karayazı, Az Edebiyat ve Aşkın-e Hali gibi dergiler ürünlerimi değerlendirdiğim dergiler oldular. Bu güne kadar İkinci Yeni yoğunluklu okumalarım oldu daha çok. İçinde ‘yâr sesi’ olan metinleri daha fazla önemsiyorum.

2-Daha iyi insan olmak için şiir yazıyorum. Şiir benim açımdan insanlığıma yaptığı katkı oranında değerlidir. Şiiri tercih etmemin temel sebebi, insan ve hayatın canlılığını bana duyurması ve belli insanlık durumlarından beni haberdar etmesidir. Niçin şiir okuruz? İnsanlığımızı pekiştirdiği için daha çok. Yarım ve aksak yanımızı tamamlamak için diye cevap verebilirim bu soruya. Şiir insan için güç devşirilecek bir durum teşkil etmiyorsa bayağı bir amaca hizmet ediyordur ve köhneleşmeye mahkumdur. Şiirin özgürleştirici bir tarafı var, hür olmayan şiir yazamaz. İnsan da irade sahibi bir varlık olduğu için en özgür yanını şiirde konuşturur. Yine hür olmayan dünyaya, dünyadaki olaylara duyarlı bir bakış açısı geliştiremez. Özgürlüğün özü gürleştirici bir işlevi vardır ve şairler de daha çok kendi gür özlerinden hareket ederek şiire yönelirler.

3-İçinde ‘yâr sesi’ olan metinler beni hemen her zaman etkilemiştir. Bunun yanında sarsıcı ve milletini dert edinen, milletle meselesi olan şiirler etkiler bırakmıştır bende. Öncelikle Âkif’in ‘Hakkın Sesleri’ şiirini Fikret’in ‘Sis’ ve yine Âkif’in ‘İstiklâl Marşı’ şiirini anmalıyım. Çağdaş duyarlığı yansıtıyor oluşuyla İkinci Yeni mercek altında olmuştur her zaman. İlk dönem İkinci Yeni’nin merkezinde bir şair olan Sezai Karakoç’un ‘protest bir şiir’ örneği olarak okuyabileceğimiz ‘Ötesini Söylemeyeceğim’ şiiri, tümüyle ‘Hızırla Kırk Saat’, Turgut Uyar’ın ‘Akçaburgazlı Yekta’ şiirleri, İlhan Berk, Cemal Süreya, Ülkü Tamer, Ece Ayhan’ın İkinci Yeni’yi kapsayan şiirleri bende belirgin etkileri olan şiirler. İsmet Özel’i burada anmamak olmaz tabi, ‘Yıkılma Sakın’ ve ‘Amentü’ şiirinin yanında başından sonuna özellikle ‘İstiklâl Marşı’ hassasiyetiyle bütün bir İsmet Özel şiiri ve nesri büyük bir değer olarak beslendiğim, etkiler aldığım şair ve yazarlar olmuşlardır.

4-Şiir ortamının karmaşası içinde şiir ödüllerinin genç şairin eserini belirginleştirmek gibi bir işlevinden bahsedebiliriz. Maddi katkının yanında eğer şiire saygı duyuyorsak ve yalnızca şiire olan saygımızdan dolayı manevi katkıyı, saygıyı, değer bulmayı, kendine güveni, şiire olan dikkati, şiirin görünür kılınmasını, sevinci ve neşeyi daha fazla önemsemeliyiz derim. Şiir ödülleri dikkatleri, genç şairin isminden çok eserine, emeğine, şiirine çevirmişse amacına ulaşmış demektir.

Teşekkür ederim.












Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SORUŞTURMA: 'KARŞILAŞMA' KAVRAMI

EPİĞİN VE DENEYSELİN SINIRLARINDA KARŞILAŞMA Şairin dünya ile karşılaşması bazen bir ‘hayret’ bazen de ‘şiddet’ biçiminde gerçekleşir. Şairin dile karşı gösterdiği şiddetle dünyaya karşı gösterdiği şiddet arasında koşutluk arayabiliriz. Bu koşutluk bizi, şairin aşılması-aşırılaştırılması-bir deney alanı olarak görülmesi gereken dile karşı tutumunun netlik kazanmasına, belli bir açıklığa kavuşturulmasına sevk edecek, bu yolda şairin dil tavrı gün ışığına kavuşacaktır. Dünyadan yara almış şiir yazarının dünyaya karşı gösterdiği şiddeti olumlayabiliriz. Burada olumlanması gereken bir diğer özellik de dilde yaratıcı deneylere girişmiş her şairin dünyaya karşı gösterdiği şiddetin meşruiyetidir. Dünya karşısında hayret eden şairi lirizm sınırları içinde görmemiz mümkün. Nahif bir şairdir bu. İncitmekten çekinir. Nezaket sahibidir. Dünya karşısında geri çekilmiş, hayretini gizleyememiştir. Oysa şiddet her zaman girişken şairlere has bir özelliktir. Dünyadan, dünyanın aldığı biçimden mem

''Koca Bir Devrim Olan Ev'', Kertenkele, Mustafa Celep

MUSTAFA CELEP KOCA BİR DEVRİM OLAN EV Koşturmanın çevik ruhu, yağmurcası annemdir Ritmik tıpırtısını duyar ruhunda yağmurun Sabahtır diri üzümlerin sabahı alacakarganın Başlar titrek ilahisini söylemeye yağmurun. Ben yok benlik yok adam kayırmaca yok torpil yok Biz var daima biz yana yakıla yürünülen bu evlerde Aydınlık ve gerçekçi biz Kül tablalarıyla sigara izmaritleriyle biz İncirlerin eğilip lezzetini vermesi var Şeftali ağaçlarıyla biz Benliğin değil bizliğin türküsü çığırılır bu evlerde Üzüm bağlarıyla yorgun bitkin biz Köpeğiyle kedisiyle içtenlikli telaşıyla biz. Aydınlık ve gerçekçiyiz ahiliğe inanırız inanırız dosta üzüm vermeye Aydınlık çünkü baygın bir tat veren incirleriyle. DEVAMI : Kertenkele dergisinin 25. sayısındadır. (Ekim-Aralık 2013) http://kertenkeleedebiyat.blogspot.com.tr/

Genç Hikâyeciye Tavsiyeler / Mustafa Nurullah Celep/ Poetik Haber

Mustafa Nurulah CELEP HİKÂYEDE İLK ADIMLAR: ŞEMSETTİN YAPAR’IN ‘ GENÇ HİKÂYECİYE TAVSİYELER’ İ * 1. Hikâyeci Şemsettin Yapar ’ın Sütun Yayınlarından çıkan Genç Hikâyeciye Tavsiyeler adlı kitabı, hikâye yazmaya kolları sıvayacak olan yazar adaylarına bir başlangıç oluşturması bakımından bir teşviknamedir. Yeni hikâyeci adaylarına teşvik yollu önerilerde bulunması, hikâye kurgusuna ve yazım sürecine yönelik bir yol-yordam-yöntem belirlemesi bakımından da bir temrinler toplamını içerir. 2. Şemsettin Yapar’ın hikâye yazmak isteyen öğrencisine gönderdiği samimi mektuplardan müteşekkil kitapta, ön açıklamaların, kısa teorik bilgi ve ipuçlarının ardından verilen bilgileri somutlayan hikâye örnekleri gelir. İfade edilen öneriler sonrası teorik bilgi ile birlikte hikâye pratize edilir, müşahhas hale getirilir. Hikaye sanatının inceliklerinin mektuplar yoluyla öğretildiği ve tavsiye edildiği kitapta mektup başlıkları da başlı başına bir ip ucu, bir nüans değeri t