Ana içeriğe atla

Kayıtlar

HALKIN OĞULLARI / Mustafa Celep

Kardeşim Belya, Murat, Abdulkadir                                               ve diğer halk çocuklarına.. Amerika İran’a saldıracak Baba Saldıracağım ben de Amerika’ya Yeniden küllerinden doğacak Mustafa Açılacak gün doğmadan kapanan pencereler Sokakta sokağa zincirlerini şakırdata şakırdata Dolacak doluşacak askerleri Amerika Paryalar topluluğu olarak Köle olarak alınıp satılacaklar limanda Şarabın köpüğünde boğuluyor Amerika, kolları kopasıca Fitne fücur kulüpleri kuruyor vatanımda Yeniden küllerinden doğacak Mustafa. Amerika Suriye’ye saldıracak Baba Saldıracağım ben de Amerika’ya Sokakta her gün ki telaş ve karmaşa Biz kazanacağız boğulacak Amerika Biz kazanacağız işçiler kazanacak halkın işçileri Biz kazanacağız temizl...

ki kitap ki kan / Mustafa Celep

ben neo barbar bir medeniyet rüyasıyım ‘‘ aynı şeyleri yazardım mezar taşıma da ’’* korkunç kapılardan döndün hecelemeden gevelemeden kalk şeddeli kalk şiddetli kalk şerrinden korkulsun kanın kalk korkut hazreti sermayenin krallığını gir kanına kalkındır hayatiyeti kalk dile şiddet uygula sermayeye şiddet, markaya ve nevroza ve şölen yerlerine kalk şölen yerlerinden dirilt kanın kutsallığını, bayram yerlerinden olsun dirilişin kalk kalın kafanı kaldır da bir bak kredi kartlarını korkut atmleri tv ekranlarını kır ve kalk cep telefonlarını bilgisayarları radyo cihazlarını sermayenin ahengini bozarak kalk gramerini boz dağıt alfabenin aymazlığın körlüğün sağırlığın anlamsızlığın tanrısızlığın şehvetin eroinmanların kokainmanların süpermanların hipermanların woman of live ve piç kurularının faşistlerin liberallerin sermaye hazretlerinin ahengini boz ipliğini pazara çıkar ve kalk ve toplum mühendislerinin, sahte sosyologların pişkin burjuvaların, seçkin elitlerin, e...

YAHYA CELEP SOĞUKTA KAR YAĞARKEN / Mustafa CELEP

barbarlığa özlemli, doğallıkla.. bekar evlerinde, sokakta, ıstanbulda yokuştan aşağıya inerken salacakta düş kurdu bir arabam olsun istedi, lodosleyin orada merdivenden çıktı, otobanda yürüdü düş kurdu, bir evim olsun dedi bekar evlerinde, sokakta, ıstanbulda nemli odalardan, sayrı odalardan etinden tırnağından artırarak alarak tıka basa doldurduğu buzdolabından bekarların şöleni sofralardan geçerek mercimek çorbasından, tarhanadan, menemenden kışlada sinek kaydı, kışlada tenis kordu üsküdarda ido, kadıköyde bilet gişeleri hakkını gaspeden şirketler patronundan nefret etmedi. (Değirmen Dergisi, 33-34. sayı, ‘Rüya dosyası’ içinde, 2012)

BİR HAYKIRIŞ KÖKLERİNE DOĞRU YÜRÜDÜĞÜNDE / Mustafa CELEP

Toprağı geçince beni göreceksin elimde bir cıgara Sıkılmış bir yumruk yükseldiğinde yiğitçe Bir haykırış köklerine doğru yürüdüğünde Bir ihtimal lokantadan dönüyordur bir adam yüzü siyah ve diri Bir ihtimal sahilden hikâyeler toplamıştır bir yazar Bir ihtimal adamından çiçekler toplamıştır bir kadın demet demet ve kara Bir ihtimal uçaklarla bombalanmıştır bir şehir ey derim ne acıdır o şehir Bir ihtimal toprağında cesetler toplu mezarlar saklıyordur ey kimseniz onlar Evet onlarla dünya daha bir sıkıntılı, boğuk ve savruk Bir ihtimal mi değil mi onlar da kara toprağı görecektir. (Şiirin tamamı Papirüs Ocak-Şubat 8. Sayıda, Edebiyat Ortamı Şiir Yıllığı 2013'te..)

ARKADAŞ ARKADAŞIN SIDKI İDİ BİR ZAMAN / Mustafa Celep

                                                                                                                     -Abdulkadir Akdemir’e- Paranın Hükmünün Geçerli olmadığı Zamanlardan geldim Umurbey’de ahşap evde başladı sadakatim Harman mahallesinde başladı çağla zamanı tenha idim kiraz toplardık Üzümler zamanıydı zeytin toplardık Babam hayattan aldığını hayatiyetle Hayata Karanlıkta trafola...

Süzülmüş, inceltilmiş bir neo epik şiir yahut İnsanı Aşan Kan / Sadık Koç

Mustafa Celep’in İnsanı Aşan Kan kitabı hakkındaki bu yazıyı yazmaya başlamadan önce şairin Ateş Bandosu adlı ilk kitabını tekrar okumayı aklımdan geçirdiysem de bu isteğimi gerçekleştiremedim. Yine de Ateş Bandosu’nun bizde bıraktığı izlenimleri paylaşabiliriz. Ateş Bandosu’nu okuduğumuzda şairin özellikle Hakan Kalkan, İbrahim Aladağ gibi neo-epik şiirin bazı çekirdek şairlerinin çokça etkisinde kaldığını düşünmüştük. Hatta biraz daha ileri giderek şöyle diyebiliriz; mısra bölme ve geçişi, ritim gibi şiirin teknik tarafına ait olan bazı özellikler ile ses ve muhteva bakımlarından sözünü ettiğimiz şairlerin şiirlerinin bir çoğaltımı olduğunu bile düşünmüştük. Yanılıyor olmak da mümkün. Buna rağmen Ateş Bandosu hakkındaki bu düşüncemizi buraya kaydetmiş olduk. Gelelim İnsanı Aşan Kan’a. İnsanı Aşan Kan, Mustafa Celep’in şiirdeki ısrarının bir sonucudur. Bu kitabı oluşturan şiirler biçim ve muhteva bakımından ilk kitapla organik bağlarını önemli ölçüde koruyor. Ancak şairin daha ...

Duyarlı bir yüreği var, konuşkan bir şiiri / Ali Emre

Sözün, yazının, edebiyatın günümüzdeki önemli “emekçi”lerinden, değerli temsilcilerinden biri Mustafa Celep . Duyarlı bir yüreği var. Konuşkan bir şiiri. Çalışkan bir kalemi. Eleştirinin, düşüncenin farklı evleklerinde salınan bir zihni. Kimi zaman tek başına koşturarak, kimi zaman edebiyat eksenli bir dostluk öbeği kurarak -kıymetini belki ileride daha iyi anlayacağımız- süreğen bir inşa çabası içinde olduğunu görüyoruz onun. Son zamanlarda dergilerde daha az şiir yayımlıyor gibi görünse de eleştiriler yazmaya, büyük bir dikkat eşliğinde yakaladığı ayrıntıları paylaşmaya, poetik okumalarını zenginleştirmeye, kurduğu yahut yönetimini üstlendiği siteleri canlandırmaya, söyleşiler yapmaya, gözden kaçan kitapları, yazıları, şiirleri, isimleri bulup bizimle tanıştırmaya devam ediyor. Bu haberde üzerinde duracağımız  İnsanı Aşan Kan , 1979 doğumlu  Mustafa Celep ’in ikinci şiir kitabı. Okur Kitaplığı’nca yayımlanan 88 sayfalık kitapta 24 şiir yer alıyor. Anlatımda, ben’i...

Mustafa Celep neyle mücadele ediyor / Ömer Yalçınova

Mustafa Celep  her zaman ilgiyle takip ettiğim bir isim. 1979 doğumlu. Öyle olunca ayrı bir dikkat çekiciliği oluyor; çünkü 79-80 doğumlular arasında  Mustafa Celep  kadar ısrarlı, çalışkan, üretken ve azimli başka bir isim var mıdır bilmiyorum. Görebildiğim kadarıyla yok.  Mustafa Celep  her şeyden önce bu yönüyle öne çıkıyor. Yani yaşıtı şairlerin çekingenliği ve umutsuzluğu onda yok. Mustafa Celep ’i özel yapan asıl şey, verdiği mücadeledir Mustafa Celep  iki kitap yayımladı:  Ateş Bandosu   (2007, Ebabil y.) ve  İnsanı Aşan Kan  (2011, Okur Kitaplığı). Bunlar zamanında ve dolu dolu çıkmış kitaplar. Şunu söyleyebiliriz; aslında günümüz şiirinde ‘80 doğumlu şairler, az yazmıyor, yazmamış. Onlar yayımlamak, daha doğrusu kitaplaştırmak konusunda, önceki kuşağa göre daha yavaş, daha isteksiz ve atılımdan mahrum. Oysa şu da biliniyor: 2000 Kuşağı ‘90 Kuşağı şairlerine nazaran daha hırslı ve öfkelidir fakat zannımca profesyonel b...

Poetik Haber Kültür-Sanat Sitesi, bekleriz...

http://www.poetikhaber.net/                                                         http://www.poetikhaber.net/

''Şiirin direnişi'' / Ümit Aktaş

Ümit AKTAŞ umitaktas24@gmail.com Her  şeye rağmen şiir direnişini sürdürmekte ve o bu direnişini sürdürdükçe, “insan”ın direnişinin asla sona ermeyeceğine dair olan umudumuzu da kaybetmemekteyiz. Şiir çünkü, hakikate çağıran bir sesleniş olarak, her daim teyakkuz halinde olmamızı hatırlatacaktır bize; bir insan olmaklığımıza dair o basit gerçekliği duyurarak, zalimler ve baştan çıkarıcılara karşı uyararak. O zaman demekteyiz çok şükür, daha umudumuz sona ermedi, birileri o ilahi esintiyi duymakta; duymakta ve duyurmakta bildiklerini. Daha okurken ilk dizeleri çarpmaya başlamakta kalbimiz, tıpkı bir vahyin inişini duyarmış gibi ya da yağışını rahmetin. “Onurlu bir insana layık bir hayatı hak etmek için, bütün o zorlu geceleri bıkmadan usanmadan çalışarak geçirdim.” Antara’nın bu dizeleri kendisine okunduğunda, Peygamberimizin şöyle söylediği rivayet edilir: “Bir Arabın övülmesi bende hiçbir zaman onu görme arzusu uyandırmamıştı; ama vallahi bu şiirin yazarıyla buluşmak ve t...

'İnsanı Aşan Kan' / Mustafa Uçurum

Bir şairin ilk kitabı önemlidir ama bir o kadar da önemli olan ikinci kitabıdır. Çünkü ikinci kitapta artık önümüzde kıyaslanacak bir örnek vardır ve iki kitap arasındaki çizgide şairin şiirinin devinimi daha somut bir bakış açısına yaslanabilmektedir. Mustafa Celep’in yeni şiir kitabı İnsanı Aşan Kan , bu bağlamda ilk kitabı Ateş Bandosu ile kıyaslanabilir ama şairin ilk kitabında ortaya koyduğu özgün söyleyişlerin sağlamlığı ikinci kitabında da devam edince artık şairin nasıl söylediğinden çok ne söylediğine bakılması önem kazanıyor. Okur kitaplığı şiir serisinden çıkan İnsanı Aşan Kan’da Mustafa Celep’in yirmi dört şiir yer almakta. Şiirlerin teması neredeyse bir bütünlük arz etmekte. İnsanı aşan ve dünyaya dağılan bir acının ardına düşen şair, dünyanın hangi noktasında acı varsa şiirine konu etmeye çalışmış. Filistin’in, Irak’ın, Çeçenya’nın, Afganistan’ın dinmek bilmeyen kanı ve vatanında ihanetle akıtılan kanı şairin şiirinde bir çığlığa bürünmüş. “Bomba sesleri ...

''Günümüz Şiirinde Öfke ve Şiddet'' / Ali Emre

''Ali Celep;  cuntacılığın, askeri darbelerin, otoriter rejimlerin doğurduğu şiddete, acılara, öfkelere çeker dikkatimizi “Harp Çantası” başlıklı şiirinde. Tarihin başına namussuz bir külah geçirilmiş, halkın düzeni bozulmuş, günahsız yere birçok insan asılmış, bankalar çoğaldıkça namazlar kazaya bırakılır olmuş, ayılar vatan üstüne post sermiştir. Benzer bir duyarlılık “Battal Gazi Şiiri”ni yazan Mustafa Celep’te de çıkar karşımıza. Bu epik şiirde kanı gümbürdeyen, konuşkan ve şiddete meyyal bir şair özne vardır:      Dünyaya bir kahraman gerektir dedim      Canlandı dünya      Göverdi uç verdi tomurcuklarıyla      Kanını ortaya koyamıyorsan şiir yazma      inleyeceksen hiç      Sızlanacaksan boşuna uğraşıyorsun demektir      körsündür      bırak bu işleri      Kanını kaynatmıyorsa...

İnsanı Aşan Kan / Bilal Can

İlk kitabı Ateş Bandosu ile okur karşısına şiirlerini toplu bir şekilde sunan Mustafa Celep bu kitabından sonra arayı soğutmadan İnsanı Aşan Kan ile tekrardan okurları selamladı. Ateş Bandosu’ndaki tarzını ve dilini değiştirmeden, yürüdüğü yola sadık kalarak devam eden Mustafa Celep kendi künhüne sadık bir yolcu olarak son dönem şairlerinden olup yeni eseriyle tekrardan şiirleri üzerine eğilme fırsatı verdi. Ateş Bandosu 2007’de çıktığında ilk şiirinden son şiirine kadar yaşamın şiirde belirgin bir özne olarak nasıl durduğu sorusunu akla getiriyordu. Çıkartma şiiriyle başlayan kitap  “Tanrım, zincirlerimi çöz, aşka ışık olayım/ Tanrım göğsümü geniş kıl, konuşabileyim”  cümleleriyle bir çıkarımda bulunarak birinci tekil şahsına atıfla ilk önce  “Beni konuştur, gönlümü konuştur, dilimi konuştur, gözyaşlarım konuşsun”  diyerek ara ara tekrara düşerek - bir dervişin virdi gibi – bir iştiyakı, bir intikamı, bir düzensizliği, bir mutsuzluğu, dünyanın leke tutan bir şey...

Ateş Bandosu'ndan Cenk Marşları / Mustafa Uçurum

ATEŞ BANDOSU’NDAN CENK MARŞLARI MUSTAFA UÇURUM Gürültülü bir hayatımız var. Kendimize ne kadar sakinliği telkin etsek de yaşadığımız çağ kendini susmak bilmez bir koroya teslim etmiş durumda. Durmamız, konuşmamız, sevdamız bile yüksek bir perdeden seslenir oldu. Suskunluğu, sakinliği kaldıramayan zamanlar yaşıyoruz. Şiirin zihne yaptığı ilk çağırışım; sakinliktir. Bu çağrışım özellikle günümüz şiirinde geçerliliğini yitirmeye başladı. Edebiyatımızın birçok döneminde şiirin yükselen sesini de duyduğumuz olmuştu ama günümüzde şairler bütün ezberleri bozan bir savaş hazırlığına girişmiş durumdalar. Mustafa Celep, ilk kitabı Ateş Bandosu ile dergilerden sonra kitabıyla karşımızda. Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi karşımızda sesini yükselten bir şair duruyor. Kitabın ilk şiiri “Çıkartma” ile şair amacını belli ediyor. “Tanrım, zincirlerimi çöz, aşka ışık olayım / Tanrım, göğsümü geniş kıl, konuşabileyim” Şair, söyleyecek sözü olan kişidir. Şiiri ne kadar imgelerle dolu olsa da, üst...

12 EYLÜL'DE SEÇKİN KİTAPÇILARDA..

AMİRİ BARAKA / Somebody Blew Up America

Birileri Amerika’yı Havaya Uçurdu’ya Giriş Ya da Amerika’yı neden sevemiyoruz? Mustafa Burak Sezer Amerika’da yirmi iki eyaletin poet laureate’i  (saray şairi) var. Amerika ulusal saray şairliği makamı 1937’de başladı ve bu göreve getirilen şairlere o zaman “Kongre Kütüphanesi Danışmanı” deniyordu. 1985’te ise bu “saray şairliği”ne dönüştü. New Jersey 1999’da kendi saray şairliği makamını oluşturdu. 2000 yılının ilk saray şairi Gerald Stern’di. Görev süresi iki yıl olup bu göreve gelen şaire on bin dolar maaş bağlanıyor. Saray şairinden yılda en az iki kere halka şiir okuması, okullarda ve eyalette şiiri desteklemesi bekleniyor. New Jersey’in ikinci saray şairi Amiri Baraka’yı, N.J. Beşeri Bilimler ve N. J. Sanat Eyalet Meclisi tarafından atanan seçici kurul seçmiş ve vali James McGreevey de atamasını yapmıştı. Daha sonra bu, onlara göre sonun başlangıcı olmuştu. Baraka 70’lerden beri Marksist-Leninist-Mao Zedong düşüncesinin sözlü yorumcusu oldu.  Ekim, 201...